You are using an outdated browser. For a faster, safer browsing experience, upgrade for free today.

BOZOK FM’DE DESTANSI GECE ANLATILDI


15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Haftası" etkinlikleri kapsamında üniversitemiz radyosu Bozok FM'de hafta boyunca gerçekleştirilecek olan 15 Temmuz özel yayınlarının bugünkü konukları TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı ve Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ, Yozgat Belediye Başkanı Celal Köse ve Rektörümüz Prof. Dr. Ahmet Karadağ oldu. 

Öğr. Gör. Yasemen Göksügür Boz'un sunuculuğunda canlı olarak gerçekleştirilen 15 Temmuz özel yayınında Rektörümüz Prof. Dr. Ahmet Karadağ, yüce Meclisin tek vücut olarak hain namlulara direndiği, vatandaşlarımızın teröristlere geçit vermediği o destansı gecede yaşadıklarını anlattı.

 “Bu milletin seciyesi gösterdi ki düşman bu milleti kolay kolay alt edemeyecektir.”

Rektörümüz konuşmasında: “O gün farklı bir hâleti ruhiye içindeydik.  Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla “vatan elden gidiyorsa gerisi teferruattır” ilkesiyle meydana inildiğini belirten Rektörümüz Prof. Dr. Ahmet Karadağ : “15 Temmuz’da Türk milletinin göstermiş olduğu ferasetle hainlere geçit verilmedi.  Hainlerin planları ve emelleri kursaklarında kaldı. Canları pahasına silahların önüne kendilerini siper eden, tankların önüne yatan vatan evlatları milletimizin feraseti ile Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı ruhuyla bütün varlığını ortaya koyarak, yüreğiyle, vicdanıyla, imanıyla bu hainliğe dur, dedi. İçimizden gibi görünen hainlerin, bu milletin yüreği, vicdanı ve bayrak aşkını hesap edemeden giriştiği bu hainliğe her görüşe ve düşünceye sahip yediden yetmişe her vatandaşımız seciyesi ve vakur duruşuyla bertaraf edilmiştir. Bu milletin seciyesi gösterdi ki düşman bu milleti kolay kolay alt edemeyecektir.” dedi.

 “Bu millet üzerinde hain emelleri olan insanlara donanımlı nesiller yetiştirerek cevap vereceğiz.”

Rektörümüz Yozgat Bozok Üniversitesi olarak bu millet üzerinde hain emelleri olan insanlara verebileceğimiz en iyi cevap, yetiştireceğimiz ve geleceğin Türkiye’sinde söz sahibi olacak gençlerimizi, vatan, millet, bayrak aşkıyla donanımlı ve nitelikli bir şekilde geleceğe hazırlamaktır. Evlatlarımızı geleceğe güvenle bakabilecek bir şekilde hazırlamak için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz. Her açıdan güçlü, müreffeh bir Türkiye için öğrencilerimizi geleceğe hazırlamak istiyoruz” dedi.

Radyo canlı yayınına telefonla bağlanan TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı ve Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ hain darbe gecesine ilişkin yaşadıklarını dinleyicilerle paylaştı.

Bozdağ: “Cesetlerimizi çiğnemeden meclisi teslim alamayacaksınız.”

Bozdağ: “O gün Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nin ilk mezuniyet törenine katılmıştık. Akşam ezanı okunduktan bir müddet sonra biz tören yerinden ayrıldık. Eve geldik. Her şey normaldi. O arada Müsteşar Kenan Bey aradı beni. Dedi ki 'Sayın Bakanım uçaklar Ankara'da çok alçaktan uçuyorlar. İstanbul'da da köprüler kapatıldı bir bilginiz var mı?' dedi. Ben “bir bilgim yok” dedim Kenan Bey'e. Hemen televizyonları açtım baktım. Orada alt yazılar geçiyor. Hemen İçişleri Bakanımızı aradım Efkan Bey'e ulaşamadım. O zaman Hakan Bey'i aradım ona da ulaşamadım. Başbakan'ı, Cumhurbaşkanı'nı aradım. Başbakan'ın telefonu çaldı. Açmadı. Israrla aradım. Başbakan müsait olduğunda açtı. İlk onunla konuşma fırsatı buldum. Kendisine sorduğumda “darbe teşebbüsü” olduğunu ifade etti. Orada istişare yaptık ne yapalım diye. Ben abdest aldım. Elbisemi giydim. Kafamda Kızılay'a doğru gideyim, halkla beraber orada darbeye karşı mücadele edelim, diye bir düşünce vardı. Sonra arkadaşlarla buluştuk. Ben onlara şu tavsiyede bulundum: “Kızılay'a gidelim, halkla beraber olalım.” İtiraz ettiler. “Darbecilerin listesinde varsın seni görürlerse halka zarar verirler.” dediler. Daha sonra Meclis'e gitmeye karar verdik. Işıkları karartarak geldik. İlk TRT'ye bağlanmak için teşebbüs ettim ama o sırada TRT işgal edilmişti. TRT ile bağlantı kuramadık. Daha sonra kanalara bağlandık. Külliye'nin etrafını şöyle bir turladım o zaman. Kim var, kim yok diye. Arabaların hepsinin şehir dışına gittiğini gördüm. O arada Danışmanım Bilal Bey'i aradım. Gerekirse televizyonlara, ajanslara açıklama yapılması konusunda arkadaşlarla görüştük. Meclis'e Genel Kurul salonuna geldik. İsmail Bey Meclis'i yönetiyordu. Bazı milletvekili arkadaşlarımız vardı. Konuşmamın kaçıncı dakikasında bilmiyorum bir bomba atıldı. Çok kötü oldu, ses müthiş yankılandı. Avizeler sallandı. Avizelerin olduğu yerden tozlar kalktı. Ama ben konuşmamı kesmedim. Aradan ne kadar geçti bilmiyorum ama bu sefer ikinci bomba aynı konuşma içinde atıldı. İkinci bomba yanı başımıza düşmüş gibi tesir yarattı. O arada gürültüler milletvekilleri arasında yükselmeye başladı. Şu sesleri duydum: 'Başkanım burada duygusal olmamak lazım. Meclis'in üzerine düşse bir sürü insan ölebilirdi. Sığınaklara gidelim' ama diğer sesler anlaşılmıyordu. O an aklımdan şu geçti: “eyvah, Meclis şu anda telaşla kapatır sığınağa gider halk görürse korku paniğe neden olabilir. O zaman vatandaş meydana çıkmaz.” Şu söylediklerimi hatırlamıyorum işin doğrusu görüntülerden gördüm. O zaman o anın psikolojisi içinde söylenmiş sözdür bu: “Cesetlerimizi çiğnemeden meclisi teslim alamayacaksınız... Orada bulananların hepsi de benim sözlerime imzalarını atmış kişilerdir. O duruş, gece Meclis'i kapatmak isteyenlere en büyük cevap olmuştur. Ben darbenin başarılı olacağına hiç inanmadım. Kurtuluş Savaşı’nda Gazi Mustafa Kemal’in arkasında millet nasıl dik durdu ise hain darbe gecesinde Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın arkasında yine bu millet büyük bir mücadele örneği sergilemiştir. Birlik ve dirlik için de duran bu milletten Allah razı olsun. Sayın Cumhurbaşkanımız gibi cesur liderle yol yürüdüğüm için Rabbime hamd ediyorum. Cumhurbaşkanımızın 15 Temmuz'da demokrasiye ölümüne sahip çıkan tavrını başka biri yapsaydı BM ve uluslararası örgütler verilmedik ödül bırakmazdı. Ama Cumhurbaşkanımız olunca kimse görmedi, hatta iftiralar attılar. Ama tarih bunu yazacaktır. 15 Temmuz gecesi Türkiye ve Türk milleti işgalden kurtuldu. Türkiye'nin düşmanlarının, işimizdeki hainlerin planları bir kez daha suya düşmüştür. Hainler ve onların yularını elinde tutanlar kaybetmiştir. Türk milleti yeniden zaferin altına imza atmıştır.” ifadelerini kullandı.

Köse: “15 Temmuz, İstiklal Harbi'nden bu yana ülkemizin karşılaştığı en büyük tehlikeydi.”

Canlı yayına katılan son konuk olan Yozgat Belediye Başkanı Celal Köse ise bu milletin 15 Temmuz’da büyük bir destan yazdığını, hainlerin emellerini ulaşamadığını ve asla ulaşamayacaklarını ifade etti.

Yozgat Belediye Başkanı Celal Köse konuşmasında şunları söyledi: "15 Temmuz öyle bir gün ki içinde hem ihanet, hem de zafer var. 'Ben öleyim ülkem yaşasın' diyen şehitleri sayesinde yeniden dirilen bir ulusun hikâyesi var. 15 Temmuz'un, Türkiye için bir milat olduğuna inanıyoruz. Çünkü bu alçak saldırı, darbenin ötesinde bir işgal girişimiydi. 15 Temmuz, İstiklal Harbi'nden bu yana ülkemizin karşılaştığı en büyük tehlikeydi. O gece, Fetullahçı Terör Örgütü, devleti ele geçirmeye, milleti tahakküm altına almaya kalkıştı. Allah'a şükürler olsun ki milletimiz, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde cesareti ve feraseti ile bu belayı, fitneyi durdurdu. Milletimiz demokrasimize ve özgürlüğümüze kasteden saldırı karşısında dik durdu canı pahasına milli değerlerini savundu. Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere, Gazi Meclisimiz, Başbakanımız, siyasi partilerimiz, milletimiz, sivil toplum kuruluşlarımız ve medyamızın kararlı duruşuyla, hep birlikte bir destan yazdık. 15 Temmuz destanını yazan demokrasi şehitlerimizi rahmetle anıyor, gazilerimize minnet duygularımı ifade ediyorum.15 Temmuz'u unutmayacağız, unutturmayacağız. Rabbim ülkemize bir daha böyle günler yaşatmasın." dedi.

14.07.2020 00:00:00